Cinsel ilişki esnasında hazzın doruk noktasına ulaştığı ve vajina, makad bölgesinde ritmik kasılmaların yaşandığı evreye Orgazm denir. Cinsel uyarılma devam ederse birden fazla orgazm evresi yaşanabilir.
Cinsel uyarılara beynin vücutla eş zamanlı olarak verdiği tepki olarak tanımlayabileceğimiz orgazm, tanımından da anlaşılacağı üzere beyinle gerçekleşen bir deneyimdir. Yani, orgazm olmada en büyük etken beynimiz, vajina, penis, g noktası ve klitoris orgazm olmamız için yardımcı faktörlerdir.
Anorgazmi, cinsel ilişki sırasında orgazm olunamaması, geç olunmasıdır. Yeterli uyarana sahip olunduğu halde orgazm olunamaması veya geç olması anorgazmi olarak tanımlanır.
Orgazm olamama yani anorgazmi nedenlerini fiziksel ve psikolojik olarak ele almak gerekir. Bu nedenle tanının doğru konulabilmesi için jinekolojik muayene olmak gerekmektedir. Vajinada yer alan enfeksiyon, vajinal kuruluk veya ağrılı ilişki (disparoni), vulvar vestubilit sendrom semptomları tedavi edilmelidir. Bunların dışında, şeker, kalp hastalığı gibi kronik hastalıklar anorgazmiye neden olabilmektedir.
Orgazm olamamanın en yaygın nedeni ise kişilerin anatomik yapıları ve cinsellikle ilgili yeterli bilgiye sahip olmamalarıdır. Eş tutumu da anorgazmi de önemli bir etkendir. Eşin partnerini yeterince uyaramaması, ilişkiye hazırlayamaması, eşin deneyimsiz oluşu da bir diğer etkenler arasında sayılabilir.
Anorgazmi tedavisinde atılacak ilk adım, uzman jinekolog hekim tarafından yapılacak jinekolojik muayenedir. Bu muayene sayesinde orgazm olmayı engelleyen anatomik sıkıntılar için uygun tedaviler sunularak psikolojik desteğe başlanır. Psikolojik süreçte, detaylı cinsel öykünün alınmasından sonra kişinin bilgilendirilmesini kapsayan cinsel bilişsel terapi ve orgazm olmanın öğretilmesini içeren davranışsal cinsel terapi süreçleri ile sonlanmaktadır. Terapi süreçlerinin ardından uygulanan hipnoterapi ile süreç daha da verimli hale getirilebilmektedir.
Anorgazmi, tedavi edilebilir bir semptomdur.